2 Nisan 2014 Çarşamba

Daha Yaşanılır Bir Mahalle İçin Yürüdük

Sevgili Parseller (Sanayi) Mahallesi Sakinleri
 Bugün burada “Mahallesini Seven Kaç Kişiyiz?” sorusunun cevabını bulmak için toplandık. Çok şükür görüyoruz ki hala mahallesini seven insanlar var. Burada hiç kimseye, hiçbir gruba karşı toplanmadık. Burada sadece “Mahallesini Seven, Mahallesinin sorunlarını dert edinen, bu sorunlara nasıl çözüm buluruz diye kafa yoran, dertlerimizi dert edinen insanlar var.
Buradayız Çünkü;
Az gelişmişlik, geri kalmışlık bu mahallenin kaderi değil. Hak aramadan, mücadele etmeden, bizim dışımızda yapılacak müdahalelerle boyun eğerek mahallemizdeki sorunlara çözüm bulunamıyor.
Ruhunu ve vicdanını kişisel menfaatleri uğruna satmış olanlardan bir lütuf beklemiyoruz. Bu zamanda mahallemizin başına musallat edilen sorunların karşısında zillete (sahipsizlik kompleksine) düşmemek için bizi bu duruma düşürmek isteyenleri iyi tanımalı ve bu duruma düşmemek için üzerimize düşen vazife ile mücadele etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz.
Mahallemizde bize sunulan bir kaç küçük hizmet ( bu hizmet bize bir lütuf değil, yapılması gereken görev) bizi asıl meselelerden uzaklaştırmamalı. Bir küçük parça (küçük hizmetler) bizim bütünü ( insanca yaşamamızı sağlayacak hizmetleri) görmemizi engellememeli. Ağzımıza çalınan bir parmak balla bizim asıl sorunlarımızı unutturmaya çalıştıklarının farkındayız.

Tüm bu yitirilmişliklere karşın bulundukları makam itibariyle bilgiy ve hizmeti bize bilgelikle sunması gereken kişilerin, bulundukları makamı güç elde etmek için aracı olarak görüp bütün çabalarını, emeklerini, bu gücü kendisine verenler için harcaması kendi kafasına kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir. 

Bizden ölmek sıtmaya razı olmamızı, söyledikleri her şeye inanmamızı, mahalle çok güzel olacak laflarına kanmamızı istiyorlar. Biz görüyoruz ki mahallemiz her geçen gün yaşanılır olmaktan çıkıyor. Çocuklarımız fabrikaların arasına hapsedilmiş parklarda oynuyorlar. Gençlerimizin kaldırım kenarlarında vakit geçiriyorlar. Sosyal alanlar yetersiz. Pendik’te okulu olmayan tek mahalle bu mahalle. Yapılıyor ama bitirilecek mi bilemiyoruz.
Biz aza kanaat etmesini biliriz ama haksızlığa, saygısızlığa, aşşağılanmaya da eyvallah diyecek değiliz. Çok şey istemiyoruz.

Bizler bu mahallede:

·         İnsanca yaşamak istiyoruz
İstiyor musunuz?
·         Diğer mahallelerle aynı hizmetlere sahip olmak istiyoruz
İstiyor musunuz?
·         İmar meselesinin çözüme kavuşturulmasını istiyoruz
İstiyor musunuz?

Bu mahalleye yapılan her türlü haksızlığa ve hizmetsizliğe karşı mücadele etmek boynumuzun borcu, bu borcu üzerine alan bizler  bozguncu, ikircikli vb. türü sözlere ve tehditlere maruz kalsak dahi yolumuzdan dönmeyeceğiz, ama bu mahalleyi içinde bulunduğu duruma mahkûm edenler hatalarından dönsünler.

Nesiller gelip geçiyor. İnsanın insan olması kemale ermesi için yıllar değil idrak yeterli aslında. İdrakten yoksun, menfaatperest zihinler hangi mahallenin nesli acaba? Tabi ki Sanayi Mahallesinin (Parseller). Fakat hırsı, tamahı, iştah ve hevesi, hasedi, ezmeyi ve tahakkümü körükleyen bu zihniyet sahipleri beraber büyüdükleri nesli elinin tersi ile itip çıkarlarına kucak açarak mahallelerine ve hatıralarına sahip çıkmadıklarının bilmem farkındalar mı?

Herkesin bir yerlere gelip, bir şeylere tutunma çabasına tutsak olduğu bir toplumda hayatta ben yokum biz varız anlayışı ile yola koyulmak (hiç olmak) sanılanın aksine hiçliğin yükümlüğü ile insan olmayı onurlandırmak demektir. 


Bu mahalleye yapılan haksızlıklara direnmek bir hakikatin ruhunda nefes alıp veren bir put kırıcı olmak gerekiyor. Etrafımızda olup bitenleri anlayarak mahallemizin selameti için gayret etmeliyiz. Mahallesini değil kendi geleceğini düşünenlere secde etmeyi bırakmalıyız.

16.03.2014 - Saat:14.00
İbrahim (Yücel) Kaya

Önemli Olan: Ne Söylediğin Değil Nereden Söylediğin

Her sancı yeni bir doğumun müjdecisidir. Fikirlerin, düşüncelerin doğuşu da fikir sahibi için sancılıdır. Bu sancıyı çekmeden konuşanlar iç...