Sevgili Parseller (Sanayi) Mahallesi Sakinleri
Bugün burada “Mahallesini Seven Kaç Kişiyiz?”
sorusunun cevabını bulmak için toplandık. Çok şükür görüyoruz ki hala
mahallesini seven insanlar var. Burada hiç kimseye, hiçbir gruba karşı
toplanmadık. Burada sadece “Mahallesini Seven, Mahallesinin sorunlarını dert
edinen, bu sorunlara nasıl çözüm buluruz diye kafa yoran, dertlerimizi dert
edinen insanlar var.
Buradayız Çünkü;
Az gelişmişlik, geri kalmışlık bu mahallenin kaderi
değil. Hak aramadan, mücadele etmeden, bizim dışımızda yapılacak müdahalelerle
boyun eğerek mahallemizdeki sorunlara çözüm bulunamıyor.
Ruhunu ve vicdanını kişisel menfaatleri uğruna satmış
olanlardan bir lütuf beklemiyoruz. Bu zamanda mahallemizin başına musallat
edilen sorunların karşısında zillete (sahipsizlik kompleksine) düşmemek için
bizi bu duruma düşürmek isteyenleri iyi tanımalı ve bu duruma düşmemek için
üzerimize düşen vazife ile mücadele etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz.
Mahallemizde bize sunulan bir kaç küçük
hizmet ( bu hizmet bize bir lütuf değil, yapılması gereken görev) bizi asıl
meselelerden uzaklaştırmamalı. Bir küçük parça (küçük hizmetler) bizim bütünü (
insanca yaşamamızı sağlayacak hizmetleri) görmemizi engellememeli. Ağzımıza
çalınan bir parmak balla bizim asıl sorunlarımızı unutturmaya çalıştıklarının
farkındayız.
Tüm bu yitirilmişliklere karşın bulundukları makam itibariyle bilgiy ve
hizmeti bize bilgelikle sunması gereken kişilerin, bulundukları makamı güç elde
etmek için aracı olarak görüp bütün çabalarını, emeklerini, bu gücü kendisine
verenler için harcaması kendi kafasına kurşun sıkmaktan başka bir şey
değildir.
Bizden ölmek sıtmaya razı
olmamızı, söyledikleri her şeye inanmamızı, mahalle çok güzel olacak laflarına
kanmamızı istiyorlar. Biz görüyoruz ki mahallemiz her geçen gün yaşanılır
olmaktan çıkıyor. Çocuklarımız fabrikaların arasına hapsedilmiş parklarda
oynuyorlar. Gençlerimizin kaldırım kenarlarında vakit geçiriyorlar. Sosyal
alanlar yetersiz. Pendik’te okulu olmayan tek mahalle bu mahalle. Yapılıyor ama
bitirilecek mi bilemiyoruz.
Biz aza kanaat etmesini
biliriz ama haksızlığa, saygısızlığa, aşşağılanmaya da eyvallah diyecek
değiliz. Çok şey istemiyoruz.
Bizler bu mahallede:
·
İnsanca
yaşamak istiyoruz
İstiyor
musunuz?
·
Diğer
mahallelerle aynı hizmetlere sahip olmak istiyoruz
İstiyor
musunuz?
·
İmar
meselesinin çözüme kavuşturulmasını istiyoruz
İstiyor
musunuz?
Bu mahalleye yapılan her türlü
haksızlığa ve hizmetsizliğe karşı mücadele etmek boynumuzun borcu, bu borcu
üzerine alan bizler bozguncu, ikircikli
vb. türü sözlere ve tehditlere maruz kalsak dahi yolumuzdan dönmeyeceğiz, ama bu
mahalleyi içinde bulunduğu duruma mahkûm edenler hatalarından dönsünler.
Nesiller gelip geçiyor. İnsanın insan olması kemale ermesi için yıllar değil idrak yeterli aslında. İdrakten yoksun, menfaatperest zihinler hangi mahallenin nesli acaba? Tabi ki Sanayi Mahallesinin (Parseller). Fakat hırsı, tamahı, iştah ve hevesi, hasedi, ezmeyi ve tahakkümü körükleyen bu zihniyet sahipleri beraber büyüdükleri nesli elinin tersi ile itip çıkarlarına kucak açarak mahallelerine ve hatıralarına sahip çıkmadıklarının bilmem farkındalar mı?
Herkesin bir yerlere gelip, bir şeylere tutunma çabasına tutsak olduğu bir toplumda hayatta ben yokum biz varız anlayışı ile yola koyulmak (hiç olmak) sanılanın aksine hiçliğin yükümlüğü ile insan olmayı onurlandırmak demektir.
Bu mahalleye yapılan haksızlıklara direnmek bir hakikatin ruhunda nefes alıp veren bir put kırıcı olmak gerekiyor. Etrafımızda olup bitenleri anlayarak mahallemizin selameti için gayret etmeliyiz. Mahallesini değil kendi geleceğini düşünenlere secde etmeyi bırakmalıyız.
16.03.2014 - Saat:14.00
İbrahim (Yücel) Kaya