27 Mayıs 2013 Pazartesi

Bazıları Kendi Kafasına Kurşun Sıkıyor Farkında Değil ??

Bilinç ile şuur aynı şeyler değil. İliklerimize kadar yaşadığımız ama bazılarının hala farkında olmadığı meselelerin insanımızın içinde nasıl derin izler bıraktığını göremeyenler var.

Mahalle olarak yaşadığımız sorunların bizde meydana getirdiği travma nedeniyle sorunların çözümü noktasında gerektiği kadar mesafe katedemiyoruz. Bu nedenle mahallemizin çevremizdeki mahallere göre nerede olması gerektiğini bilemiyoruz. 

Mahallemizde bize sunulan bir kaç küçük hizmet ( bu hizmet bize bir lütuf değil, yapılması gereken görev) bizi asıl meselelerden uzaklaştırmamalı. Bir küçük parça (küçük hizmetler) bizim bütünü ( insanca yaşamamızı sağlayacak hizmetleri) görmemizi engellememeli. Küçük hizmetlerle mutlu olma psikolojisinin zihnimizi köreltme sinin sonucu mahalledeki yaşam kalitemizi tehdit eden sorunları görme, düşünme, yetimizi yitiriyoruz. 

Tüm bu yitirilmişliklere karşın bulundukları makam itibariyle bilgiyi bize bilgelikle sunması gereken kişilerin, bulundukları makamı güç elde etmek için aracı olarak görüp bütün çabalarını, emeklerini, bu gücü kendisine verenler için harcaması kendi kafasına kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir. 

Öte yandan birilerinin, mahalleye karşı sorumluluklarını unutarak mevki ve makam peşinde koşmalarının sonucunda, o makama kendisini oturtanlara sunduğu hizmetin oyuncağı olması ise üzüntü verici bir durum. 

Şuur bilmek değil hakikatin (gerçeklerin) penceresinden bakabilmektir. Bazıları mahalleye hizmet ettiği safsataları ile bizlere aldatmanın senaryo yazarlığını yaparken, bazıları da maalesef aldatılmak için can atıyor. Yani:

Bazıları Kendi Kafasına Kurşun Sıkıyor Farkında Değil ??

İbrahim (Yücel) Kaya
27/05/2013 -13.02

23 Mayıs 2013 Perşembe

Üslup Ve Süt Meselesi

Üslup meselesi aslında biraz süt meselesi. Sütü bozuk olunca üslupta da bozukluk olabiliyor. Üslubumuza da içtiğimiz süte de dikkat etmek gerekiyor.

Söz söylemenin adabını ve üslubunu öğretecek değilim. Fakat insan olanın ahlak mefhumlarını bir kenara bırakan bir üslupla muhatabına çıkışmasındaki yersizliği de görmemezlikten gelemem.

Bir zamanlar mahallemizin bağrında top koşturup, birlikte çay içenlerin hatıralarını nallarının altına alıp çiğnemesini neye bağlasam bilmem ki. Eline kösü alan çalıyor hoyratça. Ama suç sizde değil o kösü size verende. Hadi verdi bir hata etti de hala almıyorsa son sözü etsin Nabi, vay o kösün haline be abi.

“Bir devirde geldük ki Azizim unudulmuş
Tutmuş yirini hurd ü büzürgan unudulmuş”

İbrahim (Kücel) Kaya
18 Aralık 2012 - 12:27


Sorumlusu Kim?

Sorumlusu Kim?

Mahalle yöneticilerimiz ve siyasi parti temsilcilerimizin hepsi bu mahalle için neler yaptığını, nasıl çalıştığını anlatıp duruyor. Peki tamam ama, öyleyse mahallemizin yaşadığı sorunların sorumlusu kim? 

Plaket Almak İsteyen Var mı?

Anneler günü münasebetiyle, Ak Parti İlçe Başkanı Sayın Turgay Kılıç'ın katılımı ile mahallemizde gerçekleştirilen kahvaltı programında Ak Parti'nin eski mahalle temsilcisine partiye yaptığı hizmetlerinden dolayı plaket verilmiş.

Umarım bizlerde mahallemizdeki siyaset temsilcilerine bir gün mahallemize yaptıkları hizmetlerden dolayı bir plaket veririz.


İbrahim (Yücel) Kaya
18 Mayıs 2013 - 08.20

21 Mayıs 2013 Salı

Düşündüren Kareler...


Bizden ölmek yerine sıtmaya razı olmamızı, söyledikleri her şeye inanmamızı, mahalle çok güzel olacak laflarına kanmamızı istiyorlar. Ve maalesef bazıları bir kaç damladan ibaret havuz suyuna, ağızlarına sabah kahvaltısıyla çalınan bir parmak bala kanıyorlar. Hallerinden memnunmuş gibi davranıyorlar. 


İşte bizim en büyük düşmanımız, fabrikaların arasına sıkışmış küçük bedenler gözlerinin önünde olmasına rağmen, hallerinden memnun olan kölelerdir. Siyasetin, çıkarlarının, mevki ve makamlarının esareti altındaki kölelerdir.



                                                      İbrahim (yücel) Kaya
                                                   22 Mayıs 2013 - Yakamoz

14 Mayıs 2013 Salı

Uyan Sanayi Mahallesi Uyan. Araştır, Sorgula, Düşün ve Harekete Geç


Vaatler siyasetçilerin en kolay söylediği yalanlardan biridir. Çok önceleri Süleyman Demirel'in meydanlarda iki anahtar sallayıp insanlara ev ve araba vaat ettiğini dün gibi hatırlamaktayım.

Pazar günü anneler günü münasebetiyle mahallemize gelen Ak Parti İlçe Başkanı Sayın Turgay Kılıç herkesin kulağına hoş gelen cümleler sarf etmiş. (Orada değildim orada olanalar daha iyi bilir) Söylediği şeylerden en mantıklısı da "Mahalleyi sanayi alanı olmaktan çıkaramasak da konut imarına da açabiliriz" önerisi olmuş. Yaklaşım güzel ve mantıklı fakat önemli olan uygulama. Ve bizlerin konuyu takibi. 

Mahallemizde sosyal medya üzerinden başlatılan bilinçlenme, bilgilenme ve tartışma ortamının neticesi olarak teşkilatlanma (örgütlenme) çalışmaları başladı. Bu çalışmalar neticesinde "Birlik, beraberlik, mahallemizin menfaati" temasıyla dernek kurma çalışmaları devam ediyor. Bundan sonraki süreçte yol haritamız mahalle meselelerinde ortak hareket ile konuyu takip edip siyasetçilerin üzerinde baskıyı her daim hissettirmek olmalıdır. 

Bu konuda derneğin yanı sıra mahallemizdeki siyasi partilerin mahalle teşkilatlarının (örgütlerinin) önemli rolü olduğu unutulmamalıdır. Özellikle karar verme yetkisini elinde bulunduran Ak Partinin mahalle teşkilatına çok büyük görevler düşmektedir. 

İçerisinde gerçekten vizyon sahibi, duygusallık ve iyimserlikten arınmış, mahallemizin sorunlarını mekanik bir bilinçle (bir siyasi partinin penceresinden bakmayarak ve çıkar çarkına dolanmamış halde) takip etmeyen arkadaşların var olduğunu bildiğim bu teşkilatın iktidar fırsatı kaçmadan, özellikle imar meselesinde, üzerine düşeni layıkıyla yapması gerekmektedir. 

Lütfen meseleleri mekanik bir bilinçle ( bize söylendiği ve ya öğretildiği gibi) takip etmeyelim. Televizyonların, gazetelerin veya bazı insanların kulağımıza üfürdükleri, zihinlerimizi gereksiz yere ihtiyacımız olmayan ayrıntılar ile dolduruyor. Medya, siyasiler ve üfürükçü bazı arkadaşlar kendi siyasetlerini (görüşlerini) veya yalanlarını zihinlerimize yansıtarak bizde mekanik bir mantık ( olaylara başkalarının istediği şekilde bakma) oluşturuyorlar. Bu şartlar altında gerçeği söylemek, farklı şeyler söylemek için her türlü etiketlenmeyi göze almak gerekiyor. Bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdaki mahalleli soruyor sorguluyor ve tepkisini ortaya koyuyor. Fakat henüz çoğunlukta değiliz. 

Herkes aynı dertten muzdarip ama, herkes herkesin derdiyle dertleneceğine her koyun kendi bacağından asılır mantığıyla hareket ediliyor. Çevremizdeki mahallelere bir bakın (Kurtköy, Şeyhli, Harmandere) aldı başını gidiyor. Sorarım sizlere bu mahallede, bu haliyle, yaşamaktan memnu musunuz?

Şimdi bizi teselli etmek için söyledikleri şu: "Burası Sanayi olduğu için arsalarınız değerlenecek" evet ama söylemedikleri de şu: "Arsaların üzerindeki mülkleriniz enkaz değerine düşecek" Ne anladım ben bu işten bir yerden kazanırken bir yerden kaybedeceğim. Sıfıra sıfır elde var sıfır. Hatta 250 metre karelik arsamı kimse almayacağı için külliyen zarardayım.

Uyan Sanayi Mahallesi uyan. Araştır, sorgula, düşün ve harekete geç.

İbrahim (Yücel) Kaya
13 Mayıs 2013 - Hanegayım

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Her Tür Yalan Sıradan bir Gerçekliğe Dönüşüyor


Mahallemizde bütün yabancılaşmalar, yozlaşmalar, başkalaşmalar ve söylenen yalanlar sıradan bir gerçekliğe dönüşmüştür. Modern ite adına gelinen nokta ile övünülerek kendi yönetimini meşrulaştırma ihtiyacı hisseden anlayışlar, modern itenin kendisine uğramadığı mahallerde de oy kaygısı duymaksızın sıradan bir gerçeklik halinde ilerlemekte ve derinleşmektedir.

Derin bir anlam çürümesi yaşandığı için, sözünü ettiğimiz gerçekliklerle ilgili olarak hiçbir hesaplaşmaya yönelmiyoruz. Hizmet alamadığımız halde hizmet etmeyenlerin oy oranı hep yüksek çıkabiliyor. Veya mahallemize bu anlayış adına anket yapmak için gelenlere "hizmetlerden memnununuz" deyi verebiliyor mahallemin insanı.

Bu durumu her türlü yalanı, yozlaştırmayı ve mahallemizi mahalle olmaktan çıkarıp sanayi alanı olmaya doğru götüren başkalaşmayı, sıradan bir gerçekliğe dönüştürülmesinden başka bir şeyle izah edemiyorum. Medyatik güncelliklerin, siyasi fanatizmin sınırları içerisine hapsolduğumuz için, sorgulamalar yapmak yerine seyrediyoruz. 

Peki sorarım size :

"Fe Eyne Tezhebun?" 

"Bi ku derê va çu?"

"Where is this going?"

"Nereye bu gidiş? "

Nereye kadar......


İbrahim (Yücel) Kaya
6 Mayıs 2013 - Hanegahım

Önemli Olan: Ne Söylediğin Değil Nereden Söylediğin

Her sancı yeni bir doğumun müjdecisidir. Fikirlerin, düşüncelerin doğuşu da fikir sahibi için sancılıdır. Bu sancıyı çekmeden konuşanlar iç...