23 Ağustos 2017 Çarşamba

Olaylara Fransız Kalmak

1789 Fransız İhtilali'nin ruhunu oluştıran özgürlük kavramı olaylara Fransız olarak bakan siyasetciler yüzünden ayaklar altında çiğnenmiştir.

Fransa Meclisi genel kurulu tarafında (22 Aralık 2011 ) kabul edilen''1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddinin suç sayılması''nı öngören,Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin seçim kaygısıyla desteklediği bilinen yasa teklifi,Fransa Senatosu'nda 86'ya karşı 127 oyla kabul edildi.(23.01.2012) Böylece Fransa'da"Demokrasi ve İnsan Hakları" tarihi tersine dönmeye başladı.

"Bu seçim kaygısıyla hazırlanmış bir yasa teklifi" diyen Fransız Senatör Jacques Mezard "Fransa'da seçimler öncesi bazı milletvekilleri Ermeni vatandaşlarımıza yaranmak için böyle bir yola gitti" demekte. Anlaşılacağı gibi olay tamamen siyasi oya tahvil edilmiş. Yani siyasi çıkar için, yeniden seçilebilmek için koskoca bir devletin tüm siyasi, ekonomik, stratejik çıkarları çöpe atılmış kimin umurunda. Bu Fransız siyasetçilerinin ne derece ufuklarının dar olduklarını gösteren bir olgudur.

BU KARAR NE ANLAM İFADE ETMEKTE?

İktidardaki Halk Hareketi Birliği (UMP) Marsilya milletvekili Valerie Boyer tarafından hazırlanarak meclise sunulan, önce 22.12.2011 tarihinde genel kurulda sonra 23.01.2012 tarihinde senatoda kabul edilen yasa teklifinde, “Kanunlar tarafından tanınan soykırımların inkârı yasaklanır” ifadesi yer alıyor.  Fransa Parlamentosu, 2001 yılında, “Fransa, 1915'deki Ermeni soykırımını tanır” ifadesi bulunan bir yasayı onaylamıştı. Yürürlüğe girmesi için Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin imzası ve resmi gazetede yayımlanması gereken yasa, iki maddeden oluşuyor. Yasanın ilk maddesinde, “soykırımı aşağılayarak ve küçük göstererek karşı çıkmanın” suç sayılacağı belirtiliyor. Yasa teklifine göre, suçlanan kişiler hakkında 1 yıl hapis cezası ve 45 bin avro para cezası istenebilecek. Meclis ve Senatoda 60 senatör ve milletvekilinin yasa teklifine itiraz edip, anayasa mahkemesine gitmesi halinde, yasa teklifinin Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesi gündeme gelebilecek.

Fransa’nın yaptığı bu tarz davranışlar için dilimizde güzel bir söz vardır:
''Kendi gözündeki merteği görmez başkasının gözündeki çapağı görür...''
Fransa başta olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri önce şöyle bir dönüp kendi tarihlerine bir baksınlar...
Bakalım ne görecekler?
Biz sadece Fransa'nın yaptıklarını biraz hatırlatalım.

İŞTE FRANSA’NIN KANLI TARİHİ

"Fransa'nın tarihinde soykırım (Toplu insan katliamı) yaptığı ülkelerden bazıları şunlardır:
Cezayir, Ruanda, Vietnam, Benin, Burkina-Faso, Cibuti, Çad, Gabon, Gine, Kamerun, Komor adaları, Moritanya, Nijer, Senegal, Tunus, Haiti, Nabibya, Fildişi Sahili, Madagaskar vs.
-Cezayir: 8 yılda Fransa tarafından Katliama uğrayan insan sayısı: 1,5 milyon
Ruanda: 100 günde Fransa tarafından (Hutileri kışkırtarak)katliama uğrayan insan sayısı: 1,4 milyon
-Vietnam: 8 yılda Fransa tarafından katliama uğrayan insan sayısı: 1,1 milyon
-Madagaskar: 3 yılda Fransa tarafından katliama uğrayan insan sayısı: 30 bin
*Kaynaklar: National Geografic(Ocak 2006) Ruanda Araştırma Komitesi Financial Times Gazetesi ve diğer kaynaklar...

FRANSA TARİHİ İLE ÇELİŞİYOR

Bu Fransa gerçekten çok zavallı!
Politik menfaatler için tarihi gerçeklerden nasılda yüz çeviriyor. Önce dönüp tarihte kendi yaptığı katliamlara bir baksın. Katliam yaptığı uluslardan özür dilesin... Birde ''1789 Fransız İhtilâl’inin ruhu şimdilerde niye ayaklar altına düştü?''sorusunu kendine bir sorsun.
Aşağı yukarı bütün tarih ders kitaplarında, vatandaşlık ders kitabında ve ''insan haklarının gelişimi'' konularını inceleyen tüm kitaplarda 1789 Fransız İhtilâli, ''insan hakları ve demokrasinin gelişimi'' başlığı altında ele alınır ve ''çok önemlidir''notu düşülür.
Şimdi gelinen noktada Fransa, düşünce özgürlüğüne darbe vuran ülke kategorisinde ele alınacaktır.

TABANSAL BOYKOT NE DERECE ETKİLİDİR?

Toplumsal tabana yayılacak bir ticari boykot, evet Fransız ekonomisine zarar verebilir. Ancak, Fransa’ya zarar verilecek düşüncesi ile o firmalarda çalışan binlerce Türk emekçisi de zarar görebilir. Ayrıca kısa vadede bu tarz protestoların sonuç getirmediğini olayı çok iyi inceleyen biri olarak gözlemlediğimi, bizzat olaya öncülük edenlerin sonradan ''ne yapalım mecbur kaldım, boykotu delmeye''diyerek işin içinden sıyrıldıklarını... Vs.

Arap ve Uzak Doğu sermayesine düne kadar ‘burun kıvırarak’ bakıp, Avrupa ile ilişkilerde uzun vadede doğabilecek sıkıntıları göz ardı ederek yıllardır inanılmaz boyutlarda ekonomik ilişki kuranların binlerce emekçinin istihdam edildiği sektörlere karşı, ilişkiler bozulunca yapılacak bir boykotun zararı iki ucu keskin bıçak gibi her iki tarafa da olacaktır. Türkiye'de bir zamanlar yaşanan 'OYAK' gerçeğini bir düşünmek lazım.
Evet, elbet bundan sonra daha hassas davranılacaktır Fransız mallarına karşı ve belki zaman içerisinde gerekli önlemleri alarak defedilecektir Fransız kökenli şirketler. Lakin bunlar uzun vadede devlet politikası şeklinde olmalıdır. Devletimiz gerekli alt yapıyı hazırladıktan sonra bu boykot tam manası ile vatandaşa yayılmalıdır. Alt yapı hazırlanmadan hızlı bir şekilde tabana yayılan bir boykottan Türk emekçisi büyük zarar görür.

O nedenle, Fransa’ya boykotu önce devletimiz yapmalıdır(ki başbakanımız alınacak önlemleri açıkladı).Şu an için Biz’lerin yapacağı en büyük faydalı iş, Fransız katliamları konusunda herkes bilgilenmeli, bilinçlenmeli ve her ortamda bu konu gündeme getirilmelidir.

25  Ocak  2012 - 14:53:50 

http://www.tarakliajans.com/?NetPaper.ANKAmedya=NEWS&NEWS_CODE=8386&HABER=olaylara-fransiz-kalmak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Önemli Olan: Ne Söylediğin Değil Nereden Söylediğin

Her sancı yeni bir doğumun müjdecisidir. Fikirlerin, düşüncelerin doğuşu da fikir sahibi için sancılıdır. Bu sancıyı çekmeden konuşanlar iç...