15 Nisan 2013 Pazartesi

İkircikli Halimiz

Mahallemizde daha önce olmayıp şimdi veya birilerinden sonra var olduğu idea edilen mütereddit ve endişe verici ikircikli hal eğer gerçekten varsa bizim için en büyük avantajdır. Berzahta (ruhlar âleminde) olmak o halin yazgısıdır çünkü. Bu nedenle akıl ile kalp ya da iki insanın arasında kalmayı bir zaaf olarak görmemeliyiz. İkisinden birini tercih etmek, tatmin olma, huzura kavuşma kolaycılığına kapılmak yerine mahallemizin kendisine özgü çelişkileri içerisinden dünyaya bakabilme ayrıcalığının hakkını vermeliyiz. 

İki insan arasında kalarak dünyaya bakabilmeyi ve bu bakışın bize kazandırabileceği ayrıcalığı idrak edebilmiş isek doğru ile yanlış arasında tercih yapma eylemimiz daha başarılı alacaktır.

Bir tarafta her şeyi avucunun içine almak, herkesi hizaya sokmak isteyen, ben olmasam hiçbir şey olmaz anlayışı ile hareket eden ile diğer tarafta daracık kolları ile kucaklayabildiğinin dışında, kenarda köşede el değmedik hiçbir şey bırakmama niyetiyle hareket eden bir olur mu?


Tercihlerini toplum menfaati ile doğru orantılı olarak belirlemeyip, kendi kişisel menfaatleri ile hareket edenlerin, söylediği ile yaptığı birbirini tutmayanların, ortaya çıkardığı bir sonuçtur ikirciklik. Tek olmaktansa birlik olmayı yeğleyen toplumun iyiliği için gönlünün kor olmuş çekirdeği ile önce kendini yakar, yanmak istersen sonra seni yakar. “Sen yanmasan, ben yanmasam nasıl çıkarız karanlıktan aydınlığa” mısralarının belirttiği manada tam bu olsa gerek.


Öyleyse iki farklı görüşün bir yerde olmasından rahatsızlık duymamız gereksizdir. “Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar” yani doğruya ancak farklı fikirlerin (ikircikli) birbiri ile münakaşası/ mütalaası ile ulaşılabilir. Bazen tek olmaktan ise iki olmak daha iyidir. Doğru-yanlış, iyi-kötü, karakterli-karaktersiz gibi ayrımlarda doğruyu bulmamız ancak farklı düşüncelerin ortaya çıkması ile mümkündür. 


Farklı iki kafa arasında tercihte bulunurken kişilere ve olaylara Araf’tan (ortadan) bakabilmek doğru karar vermemizi kolaylaştırır. Yoksa tarafların kulağımıza üflediği sufleler ile diğer tarafa takındığımız tavırlar bizlerin adalet, iyi niyet ve şahsiyet gibi mefhumlarımızın zarar görmesine neden olabilir. 


Olayları ya da kişileri değerlendirirken mazi bizim en büyük rehberimiz olacaktır. Şöyle ki, bir olayı değerlendirirken geçmişte olayın benzerlerinin ortaya çıkardığı sonuçlar veya kişilerin geçmişteki benzer olaylar karşısında takındıkları tavırları ve karakterlerinin özelliklerini hatırlamak menfaatimize olacaktır. Çünkü tarih ilmi açısından geçmişte yaşanan olaylar ve olaylara sebep olan kişilerin yaptıklarından çıkardığımız dersler ölçüsünde şimdi başımıza gelen veya yarın gelebilecek olanlar hakkında öngörü sahibi olabiliriz. 


“Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz” sözü kişiler ve olaylar karşısında nasıl bir tavır takınmamız gerektiği konusunda bizlere mesaj vermektedir. Akıllı kişi gafletle bir hataya düşebilir. Fakat sonucu görünce uyanır, artık tekrar bu hataya düşmez. Geçmişte karakterinin tüm olumsuzluklarına şahit olduğunuz bir kişi ile kol kola dolaşmak yılanın deliğine bir kere daha elini sokmaktan başka bir şey değildir. Soktum ama ısırmadı diyeceksen bilesin ki yılan yılanlığını yapacaktır. Isırmak için en uygun zamanda dişlerinin tadına bakmış olacaksın. Dikkat et ondan önce zehrini akıttığı bedeninin içinde senin idrakini felç etmesin.


Erdemlerden yoksun insanların kötü telkinatı zehirden kat be kat tehlikelidir. Olaylar ve kişiler hakkında vereceğimiz kararlarda erdemli insanların takip ettiği metodu uygulamamız bizi yanlış tercihler yapmaktan alıkoyar. Yoksa geçmişinde size karşı bir karaktersizliğini görmediğiniz, bir kötülüğüne şahit olmadığınız biri hakkında çok fena, ikircikli veya ikirciklik çıkarıyor gibi olumsuz sözlere kulak kabartıp inanmanız akıl tutulmasından, gönül şaşırmasından başka ne olabilir?


Adamlık zirvesinin ancak eteklerinde dolaşabilenler, etek giydirmeye çalıştıkları ayakların altında kalacaklardır. Ayakların baş olma sevdasının insan yaradılışına aykırı olduğu gerçeğini inkâr etme ahmaklığının sığ sularında kürek çekenler elbet karaya oturacaklardır. 


Kimse ikircikli bir ortamdan rahatsızlık duymasın. Farklı görüşlerin olduğu yerde en doğru görüşe ulaşma olasılığımız daha yüksek olacaktır.


İbrahim (Yücel) Kaya
18 Kasım 2012- Hanegahım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Önemli Olan: Ne Söylediğin Değil Nereden Söylediğin

Her sancı yeni bir doğumun müjdecisidir. Fikirlerin, düşüncelerin doğuşu da fikir sahibi için sancılıdır. Bu sancıyı çekmeden konuşanlar iç...